20 Aralık 2016 Salı

Halep'ten önce Turkiye'ye ses verin!



Ülkenin taşı toprağı KAN!
Dört bir yana savaş çığlıkları atan, kendini kaybetmiş bir Zat'ın ürünüdür yaşadıklarımız!
Gün geçmiyor; şehit haberleri almadığımız, katliamlar yaşamadığımız ve gün geçmiyor; faili meçhul(!) suikastler yaşamadığımız! Her yeni güne ölüm ile uyanıyoruz...

Ve bu yazı 2 defa düzenlendi
Çünkü bu metinleri yazarken; Rus Büyükelçi ........ Karlov yarınki önemli zirve öncesi 22 yaşında RADİKAL DİNCİ POLİS (!) tarafından öldürüldü

Amacı hayatlar yitmesin diye çabalamak olan bu katilin 'radikal dinci işareti' ile suikast düzenlemesi Yeni Türkiye'nin resmidir.

Düşündürücü kısmı; Ülkemizde katledilen hiçbir asker sivil ve hatta MESLEKTAŞLARI için kılını kıpırdatmayan radikal dinci, arkasında farklı senaryoların olduğu Halep için ortaya çıkıverdi

Dış politikada atıp tuttuklarımız mı gaza getirdi, yoksa böyle mi öğretildi?
Akılları kurcalamadı değil!

İşin komik kısmı ise; operasyonu Süleyman Soylu'nin yönetmiş olması. Hani 'İŞLETME' mezunu olan Soylu!!!

Dış politikadan sonra, polis operasyonlarını ayağa düşürdüler.

Sağ olarak ele geçirmek bu kadar mı zordu saldırganı?
Konuşmamalı  mıydı Yoksa? Anlatmamalı mıydı?

Şimdi sorular tabi:
Huzur operasyonu neden yapıldı?
Amaç saldırı ve suikast planlarını bulmak değil miydi? Öyle ise Kayseri ve Büyükelçi saldırıları nasıl gerçekleşti?
OHAL kapsamında oluşacak olan huzurumuz nerede?
Yarın yeni bir kaos ile uyanacağımız günün nedeni 'Ya Başkanlık Ya Kaos' başlıkları ve söylemleri midir?

Kısaca;
Mesele BAŞKANLIK mıdır?

İç savaş yaşayan hiçbir ülke 'barış elçisi' olamaz. Ülke kan gölü iken Anayasa değişikliği tartışılamaz. Yani tutmaz!!!

Dört  gün önce katledilen askerlerimizin kanı yerdeyken; stadyumda 'Arap şeyhi' resmi ile patlattığımız havai fişekler gibi elinizde patlayacak hevesleriniz.

Sabah yeni bir krize uyanacağız. Sonu nereye varır sorusuna cevap ise; Ya Başkanlık Ya Kaos diyenlerde!

Halep'ten önce ülkemize ses verin!
ÖLÜYORUZ!..
#BaşkanlıkSistemineHayır
#AnayasayaDokunma

18 Aralık 2016 Pazar

CHP KONAK GENÇLİK 17/25’İ UNUTTURMADI!



CHP Gençlik Kolları Genel Merkezi’nin ülkede son yaşanılanları değerlendirmek üzere Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde yapılan “Umut Kongresi”ne katılan Konaklı Gençler 17/25’in haftasını unutmadılar, UNUTTURMADILAR.

Hırsızlıklarıyla meşhur çizgi film kahramanları olan Daltonlar, İzmir Konak Meydanı’ndan sonra bu kez Ankara Yenimahalle’de görüldüler. Malum haftanın yıldönümünde mizahi göndermede bulunan gençler Ankara halkının şaşkın bakışları içerisinde gün boyu sokaklarda gezdiler. Ardından kongrenin yapılacağı alana giren gençler alkışlar eşliğinde büyük bir coşkuyla karşılandı. Büyük ilgi gören daltonları salona gelen CHP Genel Başkan'ı Kemal Kılıçdaroğlu da  gençlerin yaptıkları bu göndermeli eylem için tebrik edip  gençliğin her zaman bu tarz yaratıcı eylemlerle görmek istediğini söyledi.

“Hırsızlık Yapana Da, Yolsuzluklara “Bakan”a Da Bu Ülkede Dokunulmuyormuş, Onun İçin Türkiye’deyiz” pankartını da taşıyan gençler halkı güldürürken düşündürmeyi de başardılar.

8 Aralık 2016 Perşembe

Başarı'sızlıklarımız

Gazeteci Sercan Avcı'nın yazdığı transfer meclis üyelerimiz yazısı içerisinde eksiklikler var ama yerinde tespitlerdi.
Belediyelerimiz 'parti örgütlerimizin' örgütlenmede en temel yerleridir.
Peki bu içerisinde olmaktan onur duyduğumuz,evimiz Cumhuriyet Halk Partisi''nde gerçekten öyle mi?
İzmir'deki bazı belediye başkanlarının örgütlere karşı olan duyarsızlığı ortada. Koltuklarını hiç bırakmayacaklarını düşünen bu başkanlarımızın rahatlığı tabiki ilk seçime kadar.
Belediyelerde yer vermeyerek,yapılan çalışmalara destek vermeyerek sadece öfke kazandıklarının farkında olmamaları çok üzücü.
Hırsızına,sapığına sahip çıkabilen sapkınlara karşı, ikiye bölünmüş, uzlaşamayan görüntüsü vermek ne kadar doğru?
Bunu biz gençlerden öğreneceksiniz, şüphemiz yok!

Ha bir de tüm ötelemelere karşı duyarsız kalan, tek derdi yeğenlerini, eşini, dostunu işe sokmak olan meclis üyelerimiz de var. Bir diğer hobileri de ihale peşinde koşmak...
Dünyadan, ülke gündeminden uzak, söylem ve teklif üretemeyen kadrolarla iktidar hayalimiz yine hayal kalmayacak mı?
Devletin maşası zabıtaları palazlandıran, örgütten kopuk, bürokrasi aşığı bürokratları anlatmaya hiç gerek yoktur sanırım?!

Baştan sona İzmir'i cepte görenlerin Izmir'e verdiği zararlar git gide artıyor.
Yaklaşan erken seçim söylentileri ile korkuya kapılanların sayısı da bir o kadar fazla.
Biz gençlik örgütleri; sımsıkı sarıldığınız o koltukları bırakmanızı sağlayacağız
Bunu yapacağız ki; asıl görevimiz olan AKP faşizmine karşı sağlam kadrolar ile alanlara inebilelim. Önce kendimizi savunmak zorunda kalmayalım...

İktidarı 30 ilçede görmek, sonrasında  Ege'ye ve tüm ülkeye yaymak istiyorsak, İzmir'i olması gerektiği gibi sapasağlam tek vücut haline getirecek kadroların yetişmesinin önünü kesmeyin...Deneseniz de izin vermeyeceğiz, o da ayrı bir mesele...

CHP Konak Gençlik Kolları
Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı

Mert KORKMAZ

28 Kasım 2016 Pazartesi

Yerde yatan biziz Tahir sadece bir Elçi'ydi.


Bugün işte o karanlık gününün tam bir yıl olduğunu gösteren gün 28 Kasım Barış güvercininin vurulduğu gün kısacası bugün günlerden Tahir Elçi peki kimdir Tahir Elçi, İnsan hakları savunucusu barışın sesi Diyarbakır abisi sahipsizlerin sahibiydi. Tahir Elçi içinden geçtiğimiz zor günler için şöyle diyordu: "Bu Barış'ın gelmesi bu kadar zor mu? Çekin ellerinizi tetikten insanlar ölmesi kapansın bu hendekler" diyen yürekli bir insandı Tahir Elçi. Umudumuzu yitirmedik yitirmeyeceğiz mücadele etmeye devam edeceğiz. Tahir olacağız "Barış"a karşı Hrant olacağız, Nazımca şiirler yazıp, Ahmet Kaya gibi barışa türkü yakacağız, Nesimiler ulaşıp Mehmet Uzunca haykıracağız, barışa olan özlemimizi Musa Anter gibi faşizme inat Barış diyeceğiz. Korkmak yok bizim kültürümüzde, Uğur Mumcu olacağız karanlıkları aydınlatacağız, önce ceylan olup medyayı unutmadan Uğur Kaymaz'a ulaşıp anlından öpeceğiz. Berkin Elvan'ı Abdocan'ların şiarını göğsümüzde bilip Ali İsmail korkmaz olacağız. Bir karanlık Eskişehir sokaklarında daha fazla haykıracağız daha fazla "Barış" diyeceğiz karanlıklara! Korkutamaz bizleri bu köhne karanlık yıldıramayacak acılarımızın yaktığı ateş içimizde olduğu sürece. Barışa semah döneceğiz ateşlerde semah dönenleri unutmadan Dilek Doğanları hasretle kucaklayıp birkez daha haykıracağız barışa olan özlemimizi, kaybettiğimiz tüm canları bir kez daha saygı ve özlem ile anarak Tahir Elçi başta olmak üzere "Halkların Kardeşliği" adına tüm demokrasi ve özgürlük şehitlerinin saygıyla selamlıyorum ...
                       

                                         Engin Taş
                              Cumhuriyet Halk Partisi
                               Konak İlçe Gençlik kolları
                                      Eğitim Sekreteri

21 Kasım 2016 Pazartesi

KONAK’LI GENÇLER O YASA TASARISINA KARŞI İMZALARLA MECLİSE GİDİYOR


AKP’lilerce tecavüzcünün mağdurla evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören bir teklif meclise sunuldu. Teklif dilekçesinde “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçunda, mağdur ile failin evlenmesi durumunda fail hakkında hükmün açıklanmasına geri bırakılmasına veya infazın ertelenmesine imkan veren düzenleme yapılmaktadır.” İfadelerine yer verilmiştir.

Yasa tasarısı CHP ve MHP oylarıyla kabul görmemiş, Salı günü görüşülmek üzere ertelenmişti. Bunun üzerine harekete geçen CHP Gençlik Kolları Genel Merkezin talimatıyla tüm Türkiye’de vatandaşlardan imza topladı. CHP Konak Gençlik Kolları’da Konak’ta 3 noktada (Üçyol Metro Çıkışı, Konak Kemeraltı girişi, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi) kurduğu stantlarla yaklaşık 5bin vatandaşın imzasını topladı. Bu imzaları Salı günü bizzat elleriyle Meclis’e sunacak olan gençler, bu teklifin asla kabul edelemeyeceğini belirtmiştir. Bu konuda açıklama yapan Konak Gençlik Kolları Başkanı Orçun Altanhan, “toplumumuzun asla değişmeyecek değerleri vardır. Türkiye birlik ve beraberliğe, aile yapısına bağlı; akrabalarına kuvvetli bağlarla sımsıkı sarılmıştır. Küçük yaşta çocuk evliliklerinin yolunu açacak, toplumda daha derin yaralara neden olacak bu yasa tasarısı asla kabul edilemez. 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenebilir diyen zihniyetin de aramızda yaşadığını düşünürsek 4000 çocuk istismarı mağduru çocuğumuzun hayatının kararması kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Unutulmamalıdır ki, her geçen gün ülkenin çeşitli noktalarında çocuk istismarı ya da tecavüz haberleri artarak meydana gelmektedir. En son Adıyaman Gerger Lisesi’nde 30 öğrenci istismara uğramış ve sonucunda hükümet tarafından olaya yayın yasağı getirilmiştir. Üzerine de bu yasa tasarısının meclise sunulması tesadüf müdür? Henüz Ensar Vakfı skandalının izleri silinmemişken, üzerine Gerger Lisesinde yaşanılanlar tehlikeli durumumuzu gözler önüne sermektedir.  Çocuklarımız oyun oynamalı, okula gitmelidir. Ticaret malı gibi görülmeleri ya da evin hizmetçisi gibi görülmesi ya da tecavüzcüsüyle evlendirilmesi gibi sonuçları doğuracak iğrenç ötesi teklifin kabul görmemesi için elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz. İnsanları bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Unutulmasın ki Özgecan’da başına geleceklerden habersizdi, Cansel’de sabah okula giderken başına bunların geleceğini bilmiyordu. Benim başıma gelmez demekle, bana dokunmayan yılan bin yaşasın demekle sorunlar çözülmüyor. Bu yolda topladığımız 5bin imza ile Ankara’ya TBMM’ne gidiyoruz. Bize destek olan İzmirlilere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Her zaman olduğu gibi bugünde kadınının yanında oldular, özgürlüğü savundular ve dayatmalara karşı durdular. Umarız her fırsatta halkın iradesi diyenlerin bir seferde olsa halkın iradesine kulak vereceklerini umuyoruz.”

Gençler, Salı günü TBMM’nden önce Anıtkabir’i ziyaret edecek, ardından CHP Grup Toplantısına katılacak ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu makamında ziyaret edecekler. Ardından topladıkları 5bin imzayı meclise sunacaklar. 

16 Kasım 2016 Çarşamba

CHP'li Mutlu: İntikam Savaşları


Türkiye son günlerde gerçekten “Olağanüstü Haller”den geçiyor! 15 Temmuz sonrası FETO/PDY için ilan edilen OHAL ne hikmetse ne hikmetse FETO hariç her konuda kullanılıyor. KHK ile sanki geçmiş dönemlerin kirli hesapları görülmektedir. Özellikle Cumhuriyetçi, Atatürkçü kimliğiyle tanınan kişilerin gözaltına alınmaları, tutuklanmaları dışında üniversitelere rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanması bize bunları ispat eder türden gelişmelerdir. 

Neden sadece 18 üniversite Cumhurbaşkanı’na bağlandı? Bu üniversitelerin özelliği nedir? Neden sadece Cumhuriyet, Birgün gibi gazetelerin yazarlarına operasyonlar yapılıyor? Neden FETO’ya yakın üst düzey kişilere herhangi bir yaptırım gelmiyorda; onları eleştiren, muhalefet eden masum insanların canı yakılıyor? Neden “milletin iradesi” diyenler hiçbir zaman iradeye saygı duymuyor? Neden 13 Temmuz’da sonuçlanan bir seçime müdahale ediliyor? İtibarları zedelenen kişilerin günahını kim çekecek? Bu yaşananların hepsi Başkanlık Sistemi için bir tehdit midir? Başkanlık Sistemi geldiğinde bu yaşanılanlar yaşanmayacakmı? Yoksa başımıza gelecek kötü günlerin mesajı mı?

Tüm bu soruların cevabını bizler bilsekte, halen bilmeyen anlamayan kitleler var. Başbakan Binali başkanlık gelmezse Türkiye için iyi olmaz derken neyi kastediyor? Daha kötü ne gelebilir bu ülkenin başına? 14 yıldır hiç yaşamadığı günleri yaşayan ülkemizde her gün katliam, her gün skandal yaşanırken, 14 yıl önce 1 terör örgütü varken bugün sayısını bile sayamadığımız terör örgütü ile karşı karşıyayken daha kötü ne gelebilir başımıza? Tüm komşularımızla, batıyla, doğuyla tüm ülkelerle düşmanken daha başımıza ne gelebilir? Siz bu ülkenin başına sizden daha kötü ne gelebilir? Hain planlarınızı ülkemizin üstünden, masum insanların üstünden çekin! Unutmayın hiçbir imparatorluk sonsuza dek sürmedi. Sizin de saltanatınız çok sürmeyecek gün gelecek devran dönecek halka hesap vereceksiniz…

Saygılarımla
Emre MUTLU
CHP Konak Gençlik Kolları

İletişim ve Sosyal Medyadan Sor.Bşk.Yrd.

Taş: Uyumaya Devam Gençlik...


Aman Haber izlemeyin sakın gazete felan okumayı köşe yazısı felan takip etmeyin o sıkıcı siyasi programları izlemeyin gençlik sakın izlemeyin gençler hiç öyle şeylerle işi olurumu bence olmaz . gençler bunları yaparsa sokakta bonzai esrarı kim içecek diskotekler şatafatlı eylence mekanları nasıl dolacak öyle değil mi uyuyun gençler uyuyun kadınlar sokağa çıkamaz hale gelmiş tecavüz erkek kadın bebek demeden devam ederken siz eğlenmenizden geri kalmayın yada uyumanızdan Nede olsa birileri gelip 50 100 lira Zam yapar ve bütün sıkıntılarınız geçmiş olur 370 dernek kapanmış siyasiler tutsak gazeteler baskı altında ülke ekonomisi bir gemi gibi Alabora olurken siz dert etmeyin. hava soğuk. soba kilima veyahut kalorifer peteklerinin yanlarında şatafatlı odalarınızda narin uykunuzu sakın bölmeyin ne gerek var. sizin gece hayatınız eksik kalmasın cebinizde biraz para kaliteli sigara kaliteli elbise sağlam ayakkabı olsun onurunuz olmuş Ne olmamış Ne değil mi?

Açık çağrımdır gençliğe Onurumuz ayaklar altındayken Mustafa Kemal geri gelir mi diye bekleme hayalinden kurtulup birer Mustafa Kemal olup hayata sımsıkı tutunmalıyız neden mi diye soracak olursanız gençliğe miras edilmiş vatan toprakları birer birer YOk oluyor dün Osmanlı devletinin son zamanlarında ki hainlerinin torunları ilerici devrimci yurtsever İnsanları bir şekilde uyutup veyahut susturup bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzü tehdit eder olmakta Küva i milli ruhuyla atamızın bize bıraktığı vatana sahip çıkmaya çağırıyoruz uyanın ey gençler bu gençlik mustafa Kemal'in ümidi olan gençlik olamaz bu gençlik zulme susamaz tarihinizde susmamanızı gerektiren o kadar olay varki ethemler için kalkın ayağa ali İsmailler için kalkın ayağa Çanakkale ruhuyla kalkın ayağa Seyit onbaşı ruhuyla kalkın ayağa bu tarih ve bu gençlik böyle olmamalı denizler olup okyanusları aşmaları mahir olup dağ taş aşınmalı Uğur Mumcu Abdi ipekçi nazım hikmet okuyanların isyan çığlığı anıtkabire ulaşmalı mustafa kemal e idam cezası isteyenler bilsinler ki nice mustafa Kemal'leri darağacına götürdüler lakin gercek olan şudur ki Mustafa Kemal'in sevgisini ve bağımsızlığa olan özlemini hiç bir zaman bitiremediler. Bugün yapılanlar ve yapılmak istenenler açık ve nettir düşünce özgürlüğünü kısıtlamak isteyenler Yen'i bir sistemle ülkeyi ateşe sürükleyip daha fazla insanın ölmesini ve daha fazla kaos ortamı hazırlamayı düşünüyorlar uyuyan gençliği uyandırma görevi yüklenen ve yüklenmek isteyen tüm gençliğe açık çağrımdır Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz Diğerek el ele verip bağımsız laik Özgür demokratik cumhuriyeti Yen'i baştan tüm halklarla bir yeniden dizayn edelim Ne darbe Ne dikta Tam bağımsız Türkiye şiyarıyla Samsun'dan Ankara'ya özgürlük yürüyüşüne çıkanlara bir selam verip yeniden alanlarda olalım unutmayın ki birlikten kuvvet doğar gün menfaatlerin düşünüleceği gün değil gün demokrasi özgürlüğe sahip çıkılacak gündür

12 Kasım 2016 Cumartesi

#1GünDeğilHergünAtatürkveDevrim "Köylü milletin efendisidir"

#1GünDeğilHergünAtatürkveDevrim
Bundan böyle her gün sayfalarımızdan Atatürk ile ilgili bir bilgi ya da bir anısı paylaşılacaktır. Bugün Mustafa Kemal'in köylüye verdiği önem konu alınmıştır. Ve aşağıda Atatürk'ün köylülere verdiği önemle ilgili bir anıya yer verilmiştir:
Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rasladık. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
- Merhaba nine
Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
- Merhaba dedi.
- Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın şöyle bir duralayıp,
- Neden sordun ki, dedi. Buraların sabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
Paşa gülümsedi.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? Kadın başını salladı.
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği kavruk köylerinden birindeyim. Bizim mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da.... Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip mıhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı Angaraya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadını birden yüzü sertleşti.
- Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki... O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver. Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana dönerek,
- Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu. Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor.
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;
- Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi.
Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;
"Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun."

10 Kasım 2016 Perşembe

Eser Saruhan: Olmasaydın OL-MAZ-DIK


"Olmasaydın OL-MAZ-DIK" Sözü çok doğru bir ifadedir. Çünkü bir ülke, bir millet, bir dil, sıfırdan varoluş vb. özel bir adamın önderliğinde gerçekleşmiştir.

Bu özel adam ne mutludur ki bizim milletimizin başına gelmiştir bu yüzden kendimizi şanslı saymalıyız.

Ancak üzüldüğüm tek konu Atatürk'ün "Ümidim gençliktedir." sözünü şuan Atatürk Gençliği yeterince önem göstermiyor. Sadece özel günlerde değil her zaman bu büyük insanı hatırlamalıyız hatırlatmalıyız.

Tekrar söylüyorum OLMASAYDIN OL-MAZ-DIK. Bugün bizi bırakıp gittin be baba. Koskoca bir milleti yetim bıraktın.

Ruhun şaad olsun, huzur içinde yat.
1881 - 193∞

Eser Saruhan

Engin Taş: Bugün Günlerden Mustafa Kemal

Mustafa Kemal sapına kadar ihtilalcidir.
O, emperyalizm ve levantenleri tamamiyle tasfiye etmiş, hilafeti, teokratik yönetim vesaire gibi feodalizmin üst yapı kurumlarını paramparça ederek Milli ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.( Bugün Mustafa kemal öldü diye gerici faşist yobazlar sevinmesin sahada onbinlerce faşizme direnen Mustafa Kemal'ler var...
      Bir ülkenin kalbinin durduğu ve 78 yıldır hiç ama hiç acısının dinmediği  bir güne biz  10 Kasım diyoruz. İki Ayaş tan yolla çıkarak mustafa kemal ve yoldaşlarını bugün küçümsemeye çalışanlar birkez daha görmüş olmalıdır ki Tarih kahramanları hiç bir zaman yanıltmaz ve tek bırakmaz ebedi ve ezeli başkomutan mustafa kemal Atatürk ün gençliği olan bizler bugün dünden daha fazla sorgulayıp daha fazla okuyup mustafa kemal Atatürk'ün bizlere bıraktığı bu cumhuriyet i hak ettiği yerler getire bilelim doğru yoldan şaşmayan çalıp çırmayan halkı hor görmeyen işçiye emekçiye ananı al git demeyen  gazeteci karikatürist öğretmen akademisyeni potansiyel suçlu görmeyen okuyan gençlikten korkun demeyen bir lider olduğu için saygı ve özlemle bir kez Daha aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum ...

Altanhan: Atatürk'ü Anmak Mı, Anlamak Mı?


Bugün 10 kasım Türkiye tarihinin en hüzünlü günü  bugünün hüznü aslında nedir ?
Gerçekten sadece Mustafa Kemal Atatürk'ü mü anıyoruz?
Bence bugün sadece Mustafa Kemal'i anmıyoruz tüm pişmanlıklarımız içinde hüzünleniyoruz.
                                       
Bugün bizi yöneten iktidar zihniyetinin ne olduğunu biliyoruz. Mustafa Kemal'e düşman bir zihniyet olduğunun farkındayız.  Buna senenin her günü sinirleniyoruz her 10 Kasım da da kendimize kızıyoruz. Kızmakta da haklıyız. Kızmalıyız özeleştirimizi yapmalıyız. Ama onu bile Birgün yapıp ertesi gün unutuyoruz. Evet bugün bu zihniyet tarafından yönetiliyorsak kimse kusura bakmasın ama suçlusu bizleriz. En büyük suç bizde Cumhuriyet Halk Partililerde bu ülkenin kurucu partisinde...      

Biz bu ülkenin kurucu ve kurtarıcı önderi Atatürk'ü doğru anlatamamışız ki Atatürk'e kin duyan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Biz Atatürk' ü anladığımızı sanıp hiç anlamamışız ki Türkiye'ye anlatamamışız. Biz hep Mustafa Kemal'i anmayı seçtik anlamayı değil kolay olanı yani!

En basit örneğini bugün yaşıyoruz daha herkes heryerde Atatürk'ü anıyorum yazıyor peki arkadaşlar anlıyor muyuz gerçekten anlıyorsak ne kadar anlatıyoruz nasıl anlatıyoruz bugün sokağa inmeyen esnafla konuşmayan işçiyle biraraya gelmeyen ama Atatürk'ü dilimizden düşürmeyen bizler gerçekten ne kadar sokaktayız ne kadar halkla beraberiz?

Eğer ki değilsek kimse Atatürk'ü anladığımızı savunmasın . Ya sokakta olup Mustafa Kemal'i anlatacağız yada samimi olup sadece sosyal medyadan Atatürkçülük yapmayacağız.          

Mustafa Kemal'in ilkelerinin anlatılmaya ihtiyacı var çünkü bu ülkenin temelinde Mustafa Kemal var. Herbirimizin ortak paydasında Mustafa Kemal var. Artık karar bizim Ya hep beraber Atatürk'ü sokakta anlatacağız yada insanları yargılamayıp güzel ülkemizin Yok olmasını izleyeceğiz.                                

   Saygılarımla,                                  
CHP KONAK GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI ORÇUN ALTANHAN

28 Ekim 2016 Cuma




29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla CHP Karabağlar ve CHP Konak İlçe Örgütlerinin ortaklaşa hazırladığı programda halkımızla Üçkuyulardan Üçyol Uğur Mumcu parkına kadar coşkuyla kutladık. Kimisi penceresinden balkonundan bizlere eşlik etti, kimisi evinden indi kortejimize katıldı. İzmir Cumhuriyetine Sahip Çıkacağını Birkez Daha Gösterdi!






Teşekkürler Konak, Teşekkürler Karabağlar,
TEŞEKKÜRLER İZMİR...
CUMHURİYET SİZİNLE GÜZEL...

24 Ekim 2016 Pazartesi

Hıdır Aslan 32 yıl önce katledildi!!!




#HıdırAslan Kimdir?
- Türkiye'nin faşist geçmişinin son idam edilen kişisi.
- Politikaya ilk olarak Kurtuluş ve Etlik Liselerinde okurken tanıştı.
- TARİŞ direnişinin sembollerindendi.
- Direniş sonrasında Yeşildere'deki Deri fabrikasında yakalanıyor.
- Şubeye götürülmeden başlıyor dayak. Şubeye götürüldüklerinde orada bulunan bütün polisler merdivenlere diziliyor ve altıncı kata çıkıncaya kadar tekme ve yumruk yağmuru altında eziliyorlar. Hıdır oradan çıktığında kemik yığını halindeydi.
- Şirinyer Askeri Cezaevi'ne konuldular. Orada üç ay tecritte kaldılar. Üç ayın 45 gününü elleri ayakları ranzaya zincirli olarak geçirdiler.
- Polisten kaçarken Boğaziçi Karakolu'nu taradıkları ve cinayete sebebiyet verdikleri iddasıyla yakalanmışlardı.
- Dönemin HP Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Hasan Altay:"Akla mantığa sığmaz bir biçimde bu kişi idam edildi. Bir ara Komisyon'da idamların onaylanıp onaylanmayacağı tartışılırken bazı ANAP'lı üyeler "Bu siyasi bir karardır, istersek onaylarız, istemezsek onaylamayız" bile diyebilmişlerdir. Yani solcu gelirse asarız, sağcı gelirse asmayız gibi bir şey."
- Avukat Fehmi Çam anlatıyor: "Ege Ordu Komutanlığı 1 nolu Askeri Mahkemesi Hıdır Aslan'ın Devrimci Yol Karabağlar ve Gültepe sorumlusu olarak görev aldığını, Karabağlar'da örgüt elemanlarıyla yazılama, pankart, bildiri dağıtmak, korsan gösterilerde bulunma eylemlerini gerçekleştirdiğini, Gültepe olaylarına katıldığını kabul etti.
Buna göre T'CK 146/l uyarınca Anayasa'yı ihlal suçunu işlediğini kabul ederek ölüm cezası verdi. İlgili karar Askeri Mahkeme'nin 29 Temmuz 1991 gün, 1980/204 esas, 81/231 sayıyla alındı. Aynı Askeri Mahkeme Hıdır Aslan'ın Özcan Karubulut ve Süleyman Karabulut adlı kişilerin öldürülmesi olayına karışmadığını da açıkladı.
Askeri Yargıtay ilgili Daire kararına karşı oy yazısında, sanığın öldürme olaylarına karışmadığını, bu nedenle ölüm cezası yerine mübbet hapis cezası verilmesinin adil olacağını belirtti.
Hıdır Aslan hakkında TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilen ölüm cezası Genel Kurul'da 3 Ekim 1984 günü ele alındı. Birleşimde yapılan görüşmede Komisyon üyesi Hasan Atay, tutanak sayfa 187 ve devamında şunları söyledi:
"İdama mahkum edilen kişinin hiçbir şekilde adam öldürmediği ve öldürmeyle sonuçlanan bir olaya katılmadığı görülmektedir." Hasan Atay konuşmasında idamda bir yarar görmediğini de açıkladı.
TBMM'nde onama kararı verilirken, yargılanmanın yenilenmesi isteği de Askeri Yargıtay'ca reddedildi. Hıdır 25 Ekim 1984 günü Burdur Cezaevi avlusunda idam edildi
Hıdır infazda çok soğukkanlı davrandı, yanına cellat dahil kimseyi istemedi. Son satırlarında da "Kısa da olsa onurlu yaşamanın yolunu seçtiğim işin mutlu gidiyorum. İyi, güzel şeyler uğruna yaşanıyorsa katlanılamayacak bir şey yoktur" diyordu.
İnfazdan sonra, onu babasıyla birlikte memleketi Tunceli'ye götürerek toprağa verdik. Bu idam kararının onanması 1984 Ekim'indeki T'ürkiye koşullarının sonucudur. Bunda Güneydoğu olaylarının etkisi olmuştur. Komisyonlarda sıra bekleyen onca dosya arasından seçilmesi de kanımca tesadüf değildir. Zira o ana kadar, 35 dosya bulunuyordu.
Hıdır Aslan, Tunceli, Hozat, Taşıtlı Köyü doğumludur. Bu köy Dersim olaylarının başladığı köy olarak biliniyor. Bu nedenle seçim kanımca tesadüf değildir.
Tüm yargılama boyunca onun TCK'nın suç saydığı ya da sayabileceği bazı eylemlerini kabul ettik. Komisyon sözcüsü dahi hiçbir öldürme olayına katılmadığını açıkça ifade etmiştir.
Öte yandan Mahkeme gerekçesi, örgüt sorumluluğunun temeline dayandırılmıştır. Oysa sanıktan daha üst düzey sorumlusu olduğu kabul edilen kişiler hakkındaki kararlar Askeri Yargıtay'ın diğer dairelerince bozulmuş bulunmaktadır. Bu gerçek dimdik ortadadır. Yargılamaya kısmen katılanlar dahi bu gerçeği bugün kabullenmektedir. Burada karşımıza ölüm cezalarındaki adli hataların ömür boyu sürecek sıkıntı ve üzüntülerini karşımıza çıkarır. Hıdır'ın yakınlarının ızdırabını dindirmek mümkün değildir. Ölüm cezasının bir ceza olmadığını teorik olarak benimsemiş idim. Hıdır tümüyle idama karşı olma fikrimi kuvvetlendirnıiştir."

Başkanlığa Başkaldırıyoruz





CHP Narlıdere Gençlik Kollarımızın "Başkanlığa Başkaldırıyoruz" eylemindeyiz. OHALden sonra Başkanlık gündemimizden kalktı diyenler günümüzde tekrardan kirli emellerini telafuz etmeye başladı. Bizler ise asla buna izin vermeyeceğiz...

18 Ekim 2016 Salı

Gençlerden Minik Kardeşlerine Destek


CHP Konak ve Bayraklı Gençlik Kolları’nın ortak olarak yapmış olduğu “KİTAP PAYLAŞINCA GÜZEL” kampanyası; Kars-Selim ilçesindeki miniklere ulaştı.


Gençlerin, M.Kemal Atatürk’ün “Kitap akıl öğreten bir dosttur” sözüyle yola çıktıkları kampanya da, Kars-Selim ilçesi’nde bir köy okulu seçtiler. Köy okulunda Elif öğretmen ile iletişime geçtiklerinde; birçok köy okulunda olduğu gibi burada da ‘kütüphane’ olmadığını öğrendiler. Bunun üzerine, CHP’li gençler başlatmış oldukları kampanya da; birçok masal ve boyama kitabı,roman ve bilim dergisi topladılar.

CHP İzmir Milletvekilleri Murat Bakan ve Tacettin Bayır, Konak İlçe Başkanı M.Şakir Başak, CHP İzmir önceki dönem Milletvekili Hülya Güven'in de desteğini alan gençler topladıkları kitapları miniklere yazdıkları mektuplar ile gönderdiler.
Ayrıca; kış aylarının gelmesiyle miniklerin,atkı, ayakkabı,eldiven ve kaban gereksinimleri olduğunu belirten Gençlik Kolları Başkanları Kurtuluş Baytar ve Orçun Altanhan; okula yardım göndermek isteyen tüm duyarlı yurttaşların kendilerine ve ilçe başkanlıklarına ulaşabileceklerini belirttiler.

5 Ekim 2016 Çarşamba

1 Oyuncak ve Mutluluğun Resmi



CHP Konak Gençlik Kolları yeni projesini gururla sunar.
Artık bombalar patlamasın, çocuklar gülsün istiyoruz.
Yeni yıla yeni umutlarla ve güzelliklerle merhaba diyelim.
Bunu sizlerle hep birlikte başaracağız.
Sende Eğer Çocuklar Ağlamasın Gülsün Diyorsan;
1 Oyuncak Bağışla Mutluluğa Ortak Ol!


Son bağış tarihi 5 Aralık 2016'dır.

Detaylı bilgi ve sorularınız için sosyal medya hesaplarımızdan mesaj atabilir, ilçe telefon numaramızdan iletişim sağlayabilirsiniz.

Twitter: @Chp_Konak_Genc
Instagram: chpkonakgenclik
Facebook: /chp.konak.genclik.kollari

4 Ekim 2016 Salı

Gençlerin Konuğu CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan'dı

 CHP İzmir Milletvekilimiz Sayın Murat Bakanla Kordon Çimlerde keyifli bir akşam geçirdik. Ülkenin sorunları, gençliğin sorunları ve beklentileri, karşılıklı önerilerin konuşulduğu akşamda samimiyetinden ve bize vakit ayırdığı için Milletvekilimiz Murat Bakan'a teşekkür ederiz.

Darbeye Darbeyle Karşılık


Bu Görüntüler Sanmayın ki 15 Temmuz Akşamına ait!
Tarih: 4 Ekim 2016
Yer: IMC TV
Polisler TV'yi yayın esnasında basıyorlar.
Şimdi Soruyoruz:
Bu Bir Darbe Değil Mi?
Ya Da
15 Temmuz Akşamından Farkı Nedir?

Onur Zerentürk Özgürlüğüne Kavuşuyor!!!


Zafer Her Zaman İnananlarındır.
Yarın Saat 09:00'da
Özgürlüğe Yeniden
Merhaba Diyeceksin Çocuk.
Biz Seni Bekliyoruz...
Yarın Isparta Adliyesi'nde
Onur Yoldaş Özgürlüğüne Kavuşacak!
#OnurZerentürkYalnızDeğildir

1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası


Malum 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftası.
CHP Konak Gençlik Kolları olarak, 'teslimcilerden'
olan Ihsan ÖZKES'in "AKP'nin kutsal dinimizi nasıl kirlettiğini" anlattığı kitaplarını hem AKP genel merkezine ve hem de Ihsan Bey'in taa kendisine gönderelim dedik.
Hem de MNG ile😉
Okuyun öğrenin azcık😉😁

2 Ekim 2016 Pazar

Eğitimin Ölen Ruhu İçin Helva Dağıttılar


CHP Konak Gençlik Kolları olarak 14 yıllık AKP iktidarında 14 kez değişen Eğitim Sistemi komalaşmış ve sonunda beyin ölümü gerçekleşmiştir. Bizlere de helvasını dağıtmak düştü! Konak Meydanı’nda gerçekleşen eylemde öncelikle bir kefenle örtülmüş tabuta “Eğitim 2002-2016” yazısıyla temsili cenaze namazı kılındı. Ardından aşağıda yer alan basın açıklaması yapılmıştır. Son olarak halka beyin ölümü gerçekleştiğini öne sürdükleri eğitim sistemi için helva dağıtımı gerçekleştirildi.









Eyleme CHP Konak İlçe Başkanı M.Şakir Başak ve yönetimi kurulu, CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcıları Asena Karcıer, Berkan Gürboğa ve M.Emre Morsünbül katıldılar. Basın açıklamasının tam metni aşağıdaki gibidir:

2002-2016
Bugün burada uzun zamandır ölüm döşeğindeki Eğitim Sistemimizin vefatı için toplanmış bulunmaktayız. Başımız sağolsun. Giderken son şakasını da yaptı. Eğitimin ücretsiz olacağını, kitapların ücretsiz dağıtılacağını söyledi.
Ülkemizdeki eğitim sisteminde AKP iktidara gelişi ile ciddi bir biçimde gerileme yaşanmıştır. Cumhuriyet’in en güzel kazanımı olan Milli Eğitim’in isminin ‘Maarif Bakanlığı’ olarak değiştirilmek istenmesi bu içler acısı gerilemeye en acı örnektir.
14 yıldır 6 Milli Eğitim Bakanı değişirken, her gelen eğitim sistemini oyuncak misali döndürüp durdu. Düzenlemelerin hızına yetişilemedi.
Sistemde yapılan ve hiçbir anlam taşımayan değişiklikler, evlatlarımızı öğrencilikten soyutlayıp, birer yarış atına çevirdi. Çocuklarımız için okul artık eğitim yuvası değil, ezberci sınavlar arasında boğulduğu kabus haline geldi.
Yüz binlerce çocuk ve genç için hayati önem taşıyan konuların göz ardı edildiği, çıkar-menfaat uğruna ezberci, dayatmacı hatta halkı ayrıştırıcı konuların eklendiği dersler okutuldu ve hala buna deva ediliyor.
Partimizin tüm çabalarına rağmen, dayattıkları 4+4+4 gibi ucube bir sistem tutmayınca yerine, 3+3+3+4 gibi ne olduğu belirsiz bir taslağı tartışmaya başladılar. Bunun en korkunç kısmı ise; eğitim yaşının 4’e inecek olmasının arkasında yatanın; Osmanlı dönemindeki SÜBYAN MEKTEPLERİNE olan hasret ve arzuları olmasıdır. Yoksa evlatlarımızın eğitimi onlar için zaten HELVA olup yenmiştir.
Geride kalan, okuldan alınan on binlerce kız çocuğumuz, kapanan ya da imam hatibe çevrilen okullarda mağdur edilen binlerce öğretmenimiz sümen altı edildi.
Devlet kurumları tarafından desteklenen sapkın Ensar vakfı, tacizci ve tecavüzcülerin iyi hal indirimi alması ve hatta salınması, madde bağımlılığının 10 yaşa inmesi, malum zihniyetin evlatlarımıza verdiği önemi göstermektedir.
Oysa ki; Devlet korur, Devlet eğitim verir. Her çocuğun doğuştan gelen bu hakları vardır. ülkemizde ki durum ise işte bu dağıttığımız HELVA…
Bunun yanı sıra; yıllarca okuyup atanamayan öğretmenler gerçeği, OHAL kapsamında okullarda cadı avına dönen tutuklamalar, parasız eğitim istiyoruz diyen genç yoldaşlarımızın gözaltı ve tutuklamaları, Atakent ortaokulu’nda ANDIMIZ’ı okuyan öğrencilere müdürün verdiği ‘Burası dingonun ağırı değil’ tepkisi, AKP’nin eğitim sistemimizi getirdiği ortaçağ karanlığının son büyük örnekleridir.
Cumhuriyet Halk Partili Gençler olarak; Türk Eğitim Sistemi’nin, ezberci değil, Laik, bilimsel, öğretici olması, cadı avının son bulması, atanamayan öğretmenlerimizin inşaatlarda çalışırken ölmemesi için mücadeleyi bırakmayacağız.
Bugün ki eylemimiz bunun simgesi olsun…
Ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğiz. Sn. Cumhurbaşkanı’nın Lozan BARIŞ Antlaşması’nı başarısızlıkla suçlaması,; gerici, faşist zihniyetin Cumhuriyet temellerine bakış açışsını gözler önüne sermektedir.
Bizler aydınlık tarihimizi; sizlerin yazdığı içi boş kitaplardan değil, EBEDİ BAŞKOMUTANIMIZ M.KEMAL ATATÜRK’ün yazdığı NUTUK’tan okuyoruz.

Saygılarımızla,

CUMHURİYET HALK PARTİSİ
KONAK GENÇLİK KOLLARI YÖNETİM