20 Aralık 2016 Salı

Halep'ten önce Turkiye'ye ses verin!



Ülkenin taşı toprağı KAN!
Dört bir yana savaş çığlıkları atan, kendini kaybetmiş bir Zat'ın ürünüdür yaşadıklarımız!
Gün geçmiyor; şehit haberleri almadığımız, katliamlar yaşamadığımız ve gün geçmiyor; faili meçhul(!) suikastler yaşamadığımız! Her yeni güne ölüm ile uyanıyoruz...

Ve bu yazı 2 defa düzenlendi
Çünkü bu metinleri yazarken; Rus Büyükelçi ........ Karlov yarınki önemli zirve öncesi 22 yaşında RADİKAL DİNCİ POLİS (!) tarafından öldürüldü

Amacı hayatlar yitmesin diye çabalamak olan bu katilin 'radikal dinci işareti' ile suikast düzenlemesi Yeni Türkiye'nin resmidir.

Düşündürücü kısmı; Ülkemizde katledilen hiçbir asker sivil ve hatta MESLEKTAŞLARI için kılını kıpırdatmayan radikal dinci, arkasında farklı senaryoların olduğu Halep için ortaya çıkıverdi

Dış politikada atıp tuttuklarımız mı gaza getirdi, yoksa böyle mi öğretildi?
Akılları kurcalamadı değil!

İşin komik kısmı ise; operasyonu Süleyman Soylu'nin yönetmiş olması. Hani 'İŞLETME' mezunu olan Soylu!!!

Dış politikadan sonra, polis operasyonlarını ayağa düşürdüler.

Sağ olarak ele geçirmek bu kadar mı zordu saldırganı?
Konuşmamalı  mıydı Yoksa? Anlatmamalı mıydı?

Şimdi sorular tabi:
Huzur operasyonu neden yapıldı?
Amaç saldırı ve suikast planlarını bulmak değil miydi? Öyle ise Kayseri ve Büyükelçi saldırıları nasıl gerçekleşti?
OHAL kapsamında oluşacak olan huzurumuz nerede?
Yarın yeni bir kaos ile uyanacağımız günün nedeni 'Ya Başkanlık Ya Kaos' başlıkları ve söylemleri midir?

Kısaca;
Mesele BAŞKANLIK mıdır?

İç savaş yaşayan hiçbir ülke 'barış elçisi' olamaz. Ülke kan gölü iken Anayasa değişikliği tartışılamaz. Yani tutmaz!!!

Dört  gün önce katledilen askerlerimizin kanı yerdeyken; stadyumda 'Arap şeyhi' resmi ile patlattığımız havai fişekler gibi elinizde patlayacak hevesleriniz.

Sabah yeni bir krize uyanacağız. Sonu nereye varır sorusuna cevap ise; Ya Başkanlık Ya Kaos diyenlerde!

Halep'ten önce ülkemize ses verin!
ÖLÜYORUZ!..
#BaşkanlıkSistemineHayır
#AnayasayaDokunma