CHP Konak Gençlik Kolları önderliğinde, Seferihisar
Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de desteğiyle, Seferihisar’ın Doğanbey beldesi’nde,
“adalet” yürüyüşü, öncesi ve sonrası yaşanan süreçlerin de değerlendirildiği “Genç
Düşün Kampı” gerçekleştirildi. Özellikle referandum sürecinde çalışmalara
destek olan, katkı koyan kişilere bir teşekkür anlamı da taşıyan kamp sonucunda
bir sonuç bildirgesi hazırlanarak, genel merkeze gönderildi.
Kamp sürecinde CHP Konak İlçe Başkanı M.Şakir Başak,
3 gün boyunca gençlerle bir arada oldu ve tecrübelerini, tespitlerini paylaştı.
Kampa birbirinden önemli isimlerde destek oldular. CHP Genel Başkan Yardımcısı
ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Katip üyesi
Özcan Purçu, Cumhuriyet gazetesi İzmir eski temsilcisi Serdar Kızık, Konak
Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Konak
Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis üyesi Hamit Mumcu, kampta
gençlerle bir araya gelerek hem kendilerine yöneltilen soruları tüm içtenlikle
cevapladılar, hem de tavsiyelerde bulundular.
Kampın birinci gününde gençler ilçe başkanı M.Şakir
Başak ile bir araya geldiler. M.Şakir Başak; “Ben bir ağabeyiniz, bir
yoldaşınız, bir baba, bir yurttaş, bir CHP’li olarak 25 gün boyunca Genel
Başkanımız ile birlikte kesintisiz yürüyüşte yer aldım. Bu yürüyüşte şunu gördüm.
Sinmiş insanlar, korkularını attılar. Ve bunu söylerken de partilerüstü bir anlayışın
o yürüyüşte var olduğunu buradan belirtmek istiyorum. Her düşünceden, her
partiden, her milletten, her inançtan, her etnik kimlikten insanların bulunduğu
bir yürüyüş oldu. Şunu anladık. Aslında o kadar çok ortak paydamız var ki;
ancak 1980 darbesiyle birlikte bizi öyle bir noktaya getirmişler ki, komşunun
komşuya selam vermediği hal almışız. Bu yürüyüş bizlere unuttuğumuz değerleri
hatırlamamızı sağladı ve hatırlattı. Yolda yürürken sorunlu dedikleri yerlerde,
işte size saldıracak dedikleri yerlerde, öyle insanlarla karşılaştık ki, çay
demlemiş bardakla yürüyenlere çay dağıtıyor. rada öyle bir renk vardı ki;
Malazgirt vardı, Çanakkale’nin rengi vardı, Kurtuluş Savaşı’nın rengi vardı,
Kıbrıs’ın rengi vardı. Yani bu Cumhuriyet’i bizlere veren ecdadın torunları bu
yürüyüşteydi. Onun için ‘öncesi ve sonrası’ diyorum” diyerek adalet
yürüyüşündeki yaşadıklarını anlattı.
Kampın ikinci günü ise ziyaretçi ve konuk akınına
uğradı. İlk olarak Cumhuriyet Gazetesi İzmir eski temsilcisi Serdar Kızık kampa
konuk olarak katıldı. “Gazetecilikte
Yozlaşma Süreci, Medya - Ticaret İlişkileri ve Gazeteci Tutuklular”
konusunun tartışıldığı bölümde Kızık görüşlerini paylaştı. “Cumhuriyet Gazetesi,
Cumhuriyet Halk Partisi birbirine yakın kurumlar. Biliyorsunuz her ikisinin
kurucusu da M.Kemal Atatürk. Cumhuriyet Gazetesi, ulusal Kurtuluş Savaşı’nı
destekleyen, İstanbul’daki matbaalarını Atatürk’e destek vermek için açan,
Kurtuluş Savaşı’nın içerisinde doğmuş, dolayısıyla da adını koyan M.Kemal Atatürk
olmuştur. Cumhuriyet Gazetesi nedir? İlkeleri vardır, Cumhuriyet’in fikri ve
felsefesi vardır, Atatürk’ün ilkelerini ve devrimlerini savunan bir gazetedir. Misyonu
kuruluşundan bugüne kadar böyle olmuştur. Cumhuriyet gazetesinin sahibi her ne
kadar vakıf olarak gözükse de, gerçek sahipleri her zaman okurları olmuştur.
1992 yılında gazeteye bir operasyon düzenlendi. Okuyucular da tak diye bu
duruma el koydular. Tiraj 70 binlerden, 25 binlere iniverdi. Tiraj inince
operasyonları yapanlar daha fazla dayanamadı, teslim oldular ve gazetenin
başına tekrar bizler geldik. Şimdi de yine gazetede, anlattığım ölçüde olmasa
da, benzer bir tavır değişikliğine gidildiği için ben de buna kişisel olarak
tepki koydum. Cumhuriyet’in ilkeleriyle oynamayın, Cumhuriyet’i bir Radikal
gazetesine ya da Taraf gazetesine dönüştürmeyin; Cumhuriyet, Atatürk’ün paralelinde
devrimci çizgide yürüsün. Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri, gazetecileri
FETO’cu diye içeri atıldılar. İçeri atılan arkadaşların Hakan Kara, Güray Öz
gibi isimlerin hepsinin Fetoyla Metoyla alakası yok. İddianameye bakılırsa bu
isimler Feto’yu destekliyormuş, PKK’yı destekliyormuş, falan filan bunların
hepsi yalan. İddianame baştan aşağı yalan. Dayanaksız, asılsız, mesnetsiz bir
iddianamedir. İlk duruşmaya çıktıklarında arkadaşlarımızın büyük bir bölümü
tahliye oldu, 5 kişi içeride kaldı. Onlarda Eylül’de yapılacak duruşmada
tahliye olacaklarına inanıyorum. Savcılar, arkadaşlarımıza diyor ki; ‘siz
Cumhuriyet gazetesinin çizgilerini değiştirmeye mi çalışıyorsunuz.’ Bunu dava
konusu yapıyor. Bu savcının işi değildir. Bir gazetenin duruşunun şu olup bu
olmaması o savcının görevi de değildir. Bu bir suçta değildir, yargılama konusu
da yapılamaz” dedi ve yaklaşık 45 dakika süren toplantı içerisinde gençler de,
merak ettikleri soruları kendisine yönelterek cevaplar aradılar.
Kampın 2.günün 2.bölümünde CHP Genel Başkan
Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ve Seferihisar Belediye Başkanı
Tunç Soyer birlikte konuk oldular ve soruları yanıtladılar. Söze ilk olarak
Soyer başladı. Soyer, toplamda 7 gün yer aldığı adalet yürüyüşündeki 3 farklı
gözlemini gençlere aktardı ve bundan sonra yapılması gerekenlere değindi. Genel
Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok ise, öncelikle gençlerin, böyle bir çalışmaya
öncülük etmesi ve kendisini de davet etmelerinden duyduğu heyecanı ve
memnuniyeti dile getirmesinin ardından 26 Ağustos da Çanakkale’de başlayacak
olan ve 4 gün sürecek, “adalet kurultay”ı hakkında bilgiler verdi.
Günün ve kampın son konukları CHP İzmir Milletvekili
ve TBMM Katip Üyesi Özcan Purçu ile Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş oldu.
Kampın son gününde ise, Konak Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis Üyesi Hamit Mumcu konuk olarak katıldı. Gençler, kampın genel olarak değerlendirilmesini yaptıktan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine yönelik, bilgiye dayalı siyaset yapılmasına ilişkin nasihatin baz alarak “Genç Düşün Kampı”da, değerlendirmelerden ve önerilerden oluşan sonuç bildirgesi ve yol haritası oluşturarak genel merkeze gönderdiler.
Kampın son gününde ise, Konak Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis Üyesi Hamit Mumcu konuk olarak katıldı. Gençler, kampın genel olarak değerlendirilmesini yaptıktan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine yönelik, bilgiye dayalı siyaset yapılmasına ilişkin nasihatin baz alarak “Genç Düşün Kampı”da, değerlendirmelerden ve önerilerden oluşan sonuç bildirgesi ve yol haritası oluşturarak genel merkeze gönderdiler.