28 Ağustos 2017 Pazartesi
Mutlu: Sivas ve Erzurum'dan, Çanakkale'ye Uzanan Kardeş Türküleri
CHP 2 gün önce Çanakkale'de #adalet Kurultayını topladı. Bu bizlere Cumhuriyetin kuruluş yıllarına Erzurum ve Sivas Kongrelerini anımsattı.
Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından hain ilan edilmiş ve yakalanmasını istemişti. Ancak, o bu zorbalıklara boyun eğmedi, Anadolu'ya sığındı ve güvendi. Anadolu ise bugünün Türkiye'sinin yaratılmasını sağlayan topraklardı. Kuvayi Milliye ruhunun biraraya geldiği harika zamanlardı. Yıllar önce ne internet, ne televizyon vardı. Sadece telgrafla tüm haberleşmeler sağlanıyordu. Günümüzde ise her türlü imkan var ancak ne yazık ki aynı başarıyı sağlayamıyoruz hatta zararına kullanıyoruz desek yanlış olmaz sanıyorum.
O yıllarda tüm halk seferber olmuş, Cumhuriyet için Mustafa Kemal'e omuz vermiş, göğüs göğse düşmanla hem içte hem dışta savaşmıştı. Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Göçmeni, dili, dini, ırkı, cinsiyeti farketmeden bir araya gelmeyi başarmışlardı. Peki saydığım bu gruplar neden birbirine düşman oldular? Neden yan yana bir araya gelemiyorlar? O zamanla bu zaman arasında ne fark var?
2 gün önce Çanakkale'de bir araya gelen insanlar bizlere bir #BaşkaGelecekMümkün dememizi sağladı. Yine bir başka "Kemal" çıktı ve #adalet Kurultayı'nı bir araya getirdi. Orada farklı kültürlerden, farklı düşüncelerden, farklı kesimlerden insanlar yan yana oturuyor, sohbet ediyor, çay içiyor ve ülke meselelerini konuşuyorlar. Tıpkı Erzurum ve Sivas Kongreleri toplanmadan önceki zamanlardaki gibi adaletsizliklere çare arıyorlar. Başarılı olunur olunmaz bilemeyiz ancak bu bile aslında Kuvayi Milliye ruhunun halen var olduğunu bizlere anlatıyor. Kim bilir bu mücadelenin sonunda yeni türküler doğar ve nesilden nesile akar gider, bizlerde büyük bir şevkle seslendiririz.
Teşekkürler CHP,
Teşekkürler Kemal Kılıçdaroğlu,
Teşekkürler Çanakkale,
Teşekkürler Anadolu,
Teşekkürler Türkiye,
Teşekkürler Halkların Kardeşleri,
Teşekkürler tek derdi #adalet olanlar,
Teşekkürler Kuvayi Milliye!
16 Ağustos 2017 Çarşamba
Taş: Sevgi ve Emek
Sevgi ve Emek
Sevgi ve emek kazanacak diyeceğiz, hak edenler hak ettiğini alacak diye haykıracağız. Gençliğin üzerine düşeni yapacağız fazlasıyla, yitip gidenleri anacağız, kaybettiğimiz tüm değerler adına konuşacağız, mikrofonlardan Ali İsmail Korkmaz olacağız, kürsülerden Ethem, Abdullah, Berkin gibi sevgi diyeceğiz, onların adına kardeşliği emekle harmanlayacağız Yasin'i Fırat'ı Eren'i anacağız ideolojileri kimlikleri bir tarafa bırakıp anneler ağlamasın evlatlarına sarılsın topraklarına değil diyeceğiz bunları söylerken yaptığımız hatalarla yüzleşmeyide ihmal etmeyeceğiz elbette siyasette eleştirdiğimiz büyüklerimiz gibi olmayacağız dedik ama her seçim dönemi delegasyon için makam ve mevki için ya bir birimizi kırdık yada küsüp bir daha yan yana gelmedik en acımasız dönemlerde bir olamadığımızdan hep Yok olmaya yüz tutar olduk bunu için önce parti içinde gençliğin Barış sesi olacağız daha sonra tahir elçi gibi ülkeye barış haykıracağız Veli'nin annesini ittirmeyeceğiz mesela bir daha berkinin annesini kolunu kırdırmayacağız Nuriye ve Semih'i ölüme terk ettirmeyeceğiz mesela cumartesi annelerine evlat olacağız işkencede zülüm görmüş beden olacağız ellerine kına sürülüp asker ocağına gönderilen mehmet olacağız hiç korkmadan hiç yılmadan yıkılmadan genç ölümler olmasın diye haykıracağız ağıtların hangi dilde olduğunun hiç bir anlamı yok diyeceğiz her dilde aynı kapıya çıkar tüm ağıtlar ağıt yakmasın diye analar bunun için sevgi ve emek tohumları ekeceğiz tüm yurda en büyük projemiz olacak çocuklarımıza büyük bir anımız olacak düşmanlığı nefreti kini ölümü öldürmeyi Ohalde KHK 'lar ile yasaklanmasını talep edeceğiz barış kardeşlik demiyoruz artık adına sevgi ve emek diyoruz vurulmuş gençler adına gençliğin yeri kara topraklar değil bugün yaşlanmış bedenlerin işgal ettiği o yerler olacak diyeceğiz hadi gelin genç arkadaşlar el ele verip artık son bulsun ölümler diyelim Berk'in den Eren'e Ceylan'dan Yasin'e medeniden Uğur'a İsimlerini yazmadığımız tüm çocuk ve gençler adına sevgi ve emek tohumları ekelim çokça kızıp üzdüğümüz babalarımız ve annelerimizin Hatırına ... Çocukların gençleri özgürce gezip gülüp eğlendiği bir ülke olmak umuduyla yaşamını kaybetmiş tüm çocuk ve gençlerin anısı önünde saygıyla eğilerek kan ve göz yaşının aktığı topraklarımızda sevgi ve emeği örgütleyerek Daha güzel bir toplum yaratma öngörüsüyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum . Cumhuriyet Halk Partisi Konak İlçe Gençlik Kolları Sekreteri Engin Taş
15 Ağustos 2017 Salı
KORKMAZ: Gençlerden Delege Savaşçılarına
Merhaba, Ulu Çınar Cumhuriyet Halk Partisinin emekçi, cefakar
üyeleri.
Ve merhaba, kongre zamanları emekten bahsedip; partimiz için
ter akıtmamış delege savaşçıları!
Bizler bu onurlu mücadelenin fedakar ve cefakar kısmı olan gençlerden bir kaçıyız sadece. Sizin gözünüzde sadece kongrelerde kota, seçimlerde direk tepelerinde bayrak asan, seçim dönemlerde karşı grupların tacizine darbına uğrayan gençleriz…
Bizler bu onurlu mücadelenin fedakar ve cefakar kısmı olan gençlerden bir kaçıyız sadece. Sizin gözünüzde sadece kongrelerde kota, seçimlerde direk tepelerinde bayrak asan, seçim dönemlerde karşı grupların tacizine darbına uğrayan gençleriz…
Alanlarda gençlerden bahsedip, sıra pratiğe geldiğinde kendi
çıkarları için gençleri görmezden gelen sizlere sesleniyoruz;
Bizler bu genç yaşımızda ailemizden, hayatımızdan fedakarlıklar yaparak gönül verdiğimiz partimiz için ürettik, çalıştık, çabaladık ve ter
akıttık. Bizleri bu gözde gören sizler kongre zamanlarında ilçe eylemleri ve
etkinliklerine katılma kararı alırken bizler görev öncesi ve görevde olduğumuz
o iki yıl boyunca her günümüzü o şekilde geçirdik.
Bizler ürettikçe sizler geride durdunuz, birçoğunuzun bahanesi
isimler! Bu partide önemli olanın kişinin kendi emeği ve ideolojisi olduğu
ortadayken; kimsenin birilerinin adamı olmasına isimlere takılmasına ve bunları
bahane olarak kullanmasına anlam veremiyorum!
Bizim kavgamız ne delegasyon, ne kongreler, ne de yöneticiliktir. Görevimizden
önce de bayrak astık, yönetici olduktan sonra da astık ve asmaya devam edeceğiz.
YA SİZ?
Bizim kavgamız dün Mahir, Hüseyin, Eren, İbrahim, Abdocan,
Berkin, Cumartesi anneleri…
Bugün kavgamız hem dünün hem de bu günün değerleri olan;
Cumhuriyeti, laikliği, Nuriye’yi ve Semih’i, adalet ve emeği savunmaktır.
Bizim kavgamız emperyalizm ile yönetilen bu faşist düzenin
karşısında durarak mücadele etmektir.
Bizim kavgamız; hak, hukuk, adalet iken,
Sizin davanız; kongre, delegasyon, menfaat içindir!
Bizim derdimiz çocuklarımıza güzel bir gelecek iken,
Sizin derdiniz partinin yolunu bilmeyen çocuklarınıza iş içindir!
Bizim en büyük derdimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere
emanet ettiği ilke ve inkîlaplarını korumak ve yaşatmaktır.
Umarız ki bunu kendi çıkarlarınızın önünde tutar ve
kongrelerden öncede partiye gelmeyi denersiniz.
Mert KORKMAZ
Cumhuriyet Halk Partisi
Konak İlçe Gençlik Örgütü
Örgüt ve Örgütlenmeden Sorumlu Bşk.Yrd.
13 Ağustos 2017 Pazar
CHP KONAK GENÇLİK’TEN “GENÇ DÜŞÜN KAMPI”
CHP Konak Gençlik Kolları önderliğinde, Seferihisar
Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de desteğiyle, Seferihisar’ın Doğanbey beldesi’nde,
“adalet” yürüyüşü, öncesi ve sonrası yaşanan süreçlerin de değerlendirildiği “Genç
Düşün Kampı” gerçekleştirildi. Özellikle referandum sürecinde çalışmalara
destek olan, katkı koyan kişilere bir teşekkür anlamı da taşıyan kamp sonucunda
bir sonuç bildirgesi hazırlanarak, genel merkeze gönderildi.
Kamp sürecinde CHP Konak İlçe Başkanı M.Şakir Başak,
3 gün boyunca gençlerle bir arada oldu ve tecrübelerini, tespitlerini paylaştı.
Kampa birbirinden önemli isimlerde destek oldular. CHP Genel Başkan Yardımcısı
ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Katip üyesi
Özcan Purçu, Cumhuriyet gazetesi İzmir eski temsilcisi Serdar Kızık, Konak
Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Konak
Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis üyesi Hamit Mumcu, kampta
gençlerle bir araya gelerek hem kendilerine yöneltilen soruları tüm içtenlikle
cevapladılar, hem de tavsiyelerde bulundular.
Kampın birinci gününde gençler ilçe başkanı M.Şakir
Başak ile bir araya geldiler. M.Şakir Başak; “Ben bir ağabeyiniz, bir
yoldaşınız, bir baba, bir yurttaş, bir CHP’li olarak 25 gün boyunca Genel
Başkanımız ile birlikte kesintisiz yürüyüşte yer aldım. Bu yürüyüşte şunu gördüm.
Sinmiş insanlar, korkularını attılar. Ve bunu söylerken de partilerüstü bir anlayışın
o yürüyüşte var olduğunu buradan belirtmek istiyorum. Her düşünceden, her
partiden, her milletten, her inançtan, her etnik kimlikten insanların bulunduğu
bir yürüyüş oldu. Şunu anladık. Aslında o kadar çok ortak paydamız var ki;
ancak 1980 darbesiyle birlikte bizi öyle bir noktaya getirmişler ki, komşunun
komşuya selam vermediği hal almışız. Bu yürüyüş bizlere unuttuğumuz değerleri
hatırlamamızı sağladı ve hatırlattı. Yolda yürürken sorunlu dedikleri yerlerde,
işte size saldıracak dedikleri yerlerde, öyle insanlarla karşılaştık ki, çay
demlemiş bardakla yürüyenlere çay dağıtıyor. rada öyle bir renk vardı ki;
Malazgirt vardı, Çanakkale’nin rengi vardı, Kurtuluş Savaşı’nın rengi vardı,
Kıbrıs’ın rengi vardı. Yani bu Cumhuriyet’i bizlere veren ecdadın torunları bu
yürüyüşteydi. Onun için ‘öncesi ve sonrası’ diyorum” diyerek adalet
yürüyüşündeki yaşadıklarını anlattı.
Kampın ikinci günü ise ziyaretçi ve konuk akınına
uğradı. İlk olarak Cumhuriyet Gazetesi İzmir eski temsilcisi Serdar Kızık kampa
konuk olarak katıldı. “Gazetecilikte
Yozlaşma Süreci, Medya - Ticaret İlişkileri ve Gazeteci Tutuklular”
konusunun tartışıldığı bölümde Kızık görüşlerini paylaştı. “Cumhuriyet Gazetesi,
Cumhuriyet Halk Partisi birbirine yakın kurumlar. Biliyorsunuz her ikisinin
kurucusu da M.Kemal Atatürk. Cumhuriyet Gazetesi, ulusal Kurtuluş Savaşı’nı
destekleyen, İstanbul’daki matbaalarını Atatürk’e destek vermek için açan,
Kurtuluş Savaşı’nın içerisinde doğmuş, dolayısıyla da adını koyan M.Kemal Atatürk
olmuştur. Cumhuriyet Gazetesi nedir? İlkeleri vardır, Cumhuriyet’in fikri ve
felsefesi vardır, Atatürk’ün ilkelerini ve devrimlerini savunan bir gazetedir. Misyonu
kuruluşundan bugüne kadar böyle olmuştur. Cumhuriyet gazetesinin sahibi her ne
kadar vakıf olarak gözükse de, gerçek sahipleri her zaman okurları olmuştur.
1992 yılında gazeteye bir operasyon düzenlendi. Okuyucular da tak diye bu
duruma el koydular. Tiraj 70 binlerden, 25 binlere iniverdi. Tiraj inince
operasyonları yapanlar daha fazla dayanamadı, teslim oldular ve gazetenin
başına tekrar bizler geldik. Şimdi de yine gazetede, anlattığım ölçüde olmasa
da, benzer bir tavır değişikliğine gidildiği için ben de buna kişisel olarak
tepki koydum. Cumhuriyet’in ilkeleriyle oynamayın, Cumhuriyet’i bir Radikal
gazetesine ya da Taraf gazetesine dönüştürmeyin; Cumhuriyet, Atatürk’ün paralelinde
devrimci çizgide yürüsün. Cumhuriyet gazetesinin yöneticileri, gazetecileri
FETO’cu diye içeri atıldılar. İçeri atılan arkadaşların Hakan Kara, Güray Öz
gibi isimlerin hepsinin Fetoyla Metoyla alakası yok. İddianameye bakılırsa bu
isimler Feto’yu destekliyormuş, PKK’yı destekliyormuş, falan filan bunların
hepsi yalan. İddianame baştan aşağı yalan. Dayanaksız, asılsız, mesnetsiz bir
iddianamedir. İlk duruşmaya çıktıklarında arkadaşlarımızın büyük bir bölümü
tahliye oldu, 5 kişi içeride kaldı. Onlarda Eylül’de yapılacak duruşmada
tahliye olacaklarına inanıyorum. Savcılar, arkadaşlarımıza diyor ki; ‘siz
Cumhuriyet gazetesinin çizgilerini değiştirmeye mi çalışıyorsunuz.’ Bunu dava
konusu yapıyor. Bu savcının işi değildir. Bir gazetenin duruşunun şu olup bu
olmaması o savcının görevi de değildir. Bu bir suçta değildir, yargılama konusu
da yapılamaz” dedi ve yaklaşık 45 dakika süren toplantı içerisinde gençler de,
merak ettikleri soruları kendisine yönelterek cevaplar aradılar.
Kampın 2.günün 2.bölümünde CHP Genel Başkan
Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ve Seferihisar Belediye Başkanı
Tunç Soyer birlikte konuk oldular ve soruları yanıtladılar. Söze ilk olarak
Soyer başladı. Soyer, toplamda 7 gün yer aldığı adalet yürüyüşündeki 3 farklı
gözlemini gençlere aktardı ve bundan sonra yapılması gerekenlere değindi. Genel
Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok ise, öncelikle gençlerin, böyle bir çalışmaya
öncülük etmesi ve kendisini de davet etmelerinden duyduğu heyecanı ve
memnuniyeti dile getirmesinin ardından 26 Ağustos da Çanakkale’de başlayacak
olan ve 4 gün sürecek, “adalet kurultay”ı hakkında bilgiler verdi.
Günün ve kampın son konukları CHP İzmir Milletvekili
ve TBMM Katip Üyesi Özcan Purçu ile Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş oldu.
Kampın son gününde ise, Konak Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis Üyesi Hamit Mumcu konuk olarak katıldı. Gençler, kampın genel olarak değerlendirilmesini yaptıktan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine yönelik, bilgiye dayalı siyaset yapılmasına ilişkin nasihatin baz alarak “Genç Düşün Kampı”da, değerlendirmelerden ve önerilerden oluşan sonuç bildirgesi ve yol haritası oluşturarak genel merkeze gönderdiler.
Kampın son gününde ise, Konak Kent Konseyi Başkanı ve Konak Belediye Meclis Üyesi Hamit Mumcu konuk olarak katıldı. Gençler, kampın genel olarak değerlendirilmesini yaptıktan sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine yönelik, bilgiye dayalı siyaset yapılmasına ilişkin nasihatin baz alarak “Genç Düşün Kampı”da, değerlendirmelerden ve önerilerden oluşan sonuç bildirgesi ve yol haritası oluşturarak genel merkeze gönderdiler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)